Geç Kalkolitik, Roma ve Erken Bizans devirlerinde yerleşim yeri olarak kullanılan Hadrianopolis Antik Kenti’nde, Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş’ın başkanlığında yürütülen hafriyat ve onarım çalışmaları sürüyor.
Çelikbaş, 2023’te Hadrianopolis hafriyatları kapsamında sondaj-3 isminin verildiği yapıda çalışmalara başladıklarını söyledi.
Çalışmalar sonucunda yılın sonuna gerçek yapının üç kısmını ortaya çıkardıklarını belirten Çelikbaş, “Yapının işlevini şimdi tam olarak tespit etmiş değiliz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Lakin bu yapının bir odasının mutfak olduğunu net biçimde tespit ettik. Mutfak kısmına bir merdivenle iniş gerçekleştiriliyor” dedi.
Çelikbaş, mutfağın küçük kare planlı olduğunu tabir ederek şunları kaydetti:
“Mutfağın ocak kısmı ortaya çıkarıldı. Çabucak yanında ise içerisinde kaplar ve bu kapların 2 adedinin içinde de tohum günümüze ulaştı. Uzmanlarıyla yapmış olduğumuz görüşmeler sonucunda tohumların cinslerini tespit ettik. Tohumların biri buğday, başkası bezelye tipi fiğ dediğimiz tohum. Başkası ise yoğurt otu dediğimiz ot.”
“KAPLARIN YANINDA DEMİR BIÇAKLAR ORTAYA ÇIKTI”
Eskipazar’da hala yoğurt otuyla yoğurt mayalandığını lisana getiren Çelikbaş, “Ayrıca bu kapların yanında demir bıçaklar ortaya çıktı. Bu bıçakların çabucak yanında da bir biley taşı tespit ettik. Bu biley taşının da aslında ehemmiyeti şöyle. Bölgede Türk-İslam devrinden beri en ünlü bıçak biley taşı Eskipazar’da çıkıyor. Kösere taşı diyorlar. Muhtemelen bu bulmuş olduğumuz biley taşı da bu kösere taşıyla alakalı taş. Hasebiyle Eskipazar’da uzun yüzyıllardır süren geleneği de bu formda görmüş olduk” sözünü kullandı.
Çelikbaş, yapının yangınla tahrip olduğunu anlatarak şöyle konuştu:
“Üst yapısı büyük ihtimalle ahşapmış. Ahşap çatı çökünce içerisindeki bu yapıtlarla birlikte günümüze kadar ulaşması mümkün olmuş. Yapının yangınla tahrip olduğunu biz stratigrafik açıdan da tespit ettik. Yapmış olduğumuz çalışmalarda stratigrafik açıdan yapının milattan sonra 4. yüzyıldan sonra 7. yüzyıl aralığında kullanılmış olduğunu gördük. Muhtemelen bu kısımdaki yapıtlarla mutfak kısmının de bu tarih aralığına ilişkin olduğunu düşünüyoruz.”
Yapının işleviyle ilgili şu an net bir şey söylemenin mümkün olmadığını vurgulayan Çelikbaş, “Çünkü yapının küçük bir kısmını ortaya çıkardık. İlerleyen periyotlarda yapacağımız çalışmalarla da yapının işlevini net halde tespit etmeye çalışacağız. Bu mutfak kısmında ortaya çıkan yapıtların yaklaşık olarak günümüzden 1600 yıl öncesine ilişkin olduğunu kestirim ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
