Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Cumhuriyet tarihinin birinci beşerli uzay vazifesini gerçekleştirecek Alper Gezeravcı’nın son hazırlıklarını tamamladığını açıkladı.
Bakan Kacır; astronomiden matematiğe, tıptan geometriye birçok alanda çığır açmış bir medeniyetin mirasçıları olarak uzay çalışmalarında daha kapsamlı ve sistematik bir yaklaşımla hareket etmek maksadıyla 5 yıl evvel bugün Türkiye Uzay Ajansını (TUA) kurduklarını söyledi.
“ARTIK GÜN SAYIYORUZ”
Türkiye Yüzyılı’nda “uzayda biz de varız” dediklerini ve uzay bilimi ve teknolojilerinin geliştirilmesinde dünyanın sayılı ülkelerinden biri olma yolunda süratle ilerlediklerini belirten Kacır, Ulusal Uzay Programı’nın en kıymetli bileşenlerinden biri olan “Türk Astronot ve Bilim Misyonu” gayesi için de artık gün saydıklarını lisana getirdi.
Kacır, birinci kez bir Türk’ün Memleketler arası Uzay İstasyonu’nda bilimsel deneyler gerçekleştirmek üzere çok yakın bir vakitte uzaya gönderileceğinin altını çizdi.
Bakan Kacır, TUA, TÜBİTAK UZAY ve Axiom Space uzmanlarının ayrıntılı seçim sürecinin sonunda 36 bin aday ortasından seçilen birinci uzay yolcuları Alper Gezeravcı ile Tuva Cihangir Atasever’in isimlerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 29 Nisan’da İstanbul TEKNOFEST’te duyurulduğunu hatırlattı.
“YAKINDA KARANTİNAYA GİRECEK”
Kacır, uzay misyonuyla ilgili son gelişmeler konusunda şu bilgileri verdi:
“Bu misyon Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik potansiyelini göstermesi açısından epey kritik bir kıymete sahip. Ülkemizin pahalı bilim insanları ve araştırma kurumları tarafından hazırlanan 13 farklı bilimsel deney uzayda gerçekleştirilecek. Uzay tarihçemiz için değerli bir kilometre taşı olan bu misyon birebir vakitte uzay bilimine ışık tutacak. Uzay yolcumuz Alper Gezeravcı son hazırlıklarını tamamladı. Cumhuriyet tarihinin birinci beşerli uzay vazifesini icra etmek üzere çok yakın vakitte Milletlerarası Uzay İstasyonu’na hareket edecek. Birinci astronotumuz bu uçuş için yakında karantina sürecine girecek.”
“YERLİ AY ARACI 2026’DA GÖNDERİLECEK”
Bakan Kacır, çalışmaları devam eden Ay vazifesine ait de TUA’nın kuruluşu ve Ulusal Uzay Programı’nın ilanı ile uzaya dair gelecek vizyonlarını ortaya koyduklarını söyledi.
Bu vizyonu hayata geçirecek kurumsal yapıyı oluşturmak için çalıştıklarını belirten Kacır, “Uzay tarihçesinden aldığımız birikimle birinci derin uzay vazifesi ‘Ay Araştırma Programı’ için hibrit itki sistemi, uçuş bilgisayarı ve pek çok yerli uydu ekipmanını geliştirmeye devam ediyoruz. Ayın yörüngeden keşfinde kullanılacak ve ay yüzeyine sert iniş gerçekleştirecek uzay aracımız, ulusal imkanlar ve birçok yerli alt sistemi içerecek biçimde geliştiriliyor. Misyon kapsamında uzay aracının ön tasarım (sistem düzeyi tasarım) kademesi tamamlandı. Detaylı tasarım (ekipman/modül/bileşen geliştirme) evresi faaliyetleri ise devam ediyor.” diye konuştu.
YERLİ UYDU VE ALT SİSTEM ÇALIŞMALARI
Kacır, uzay ve roket test merkezleri, uzay sistemleri, tasarım ve test laboratuvarları, uydu haberleşme ve uzaktan algılama araştırma merkezleri, yer denetim istasyonları, optik sistemler araştırma ve uygulama altyapılarıyla her geçen gün daha uzman hale gelmeye devam ettiğini söyledi.
Türkiye’nin haberleşme uydularını üretebilen 10 ülkeden biri olduğunu vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:
“Uzay sistemleri alanında montaj, entegrasyon ve test hizmetleri sağlayan milletlerarası bir oyuncu pozisyonundayız. 2024’ün ikinci çeyreğinde gökyüzüyle buluşacak birinci yerli haberleşme uydumuz Türksat 6A bunun en kıymetli göstergelerinden biri. Ulusal Uzay Programı’nda yer alan ‘Uzay Ekosisteminin Geliştirilmesi’ gayesi için en kıymetli adımlardan birisi de bu alandaki ihracatımızın artırılmasıdır. Çeşitli ülkelerle uydu ve uydu alt sistemlerinin tedariki konusunda görüşmelerimiz sürüyor. İnanıyorum ki yakın vakitte özel bölümümüzle bu alandaki ihracatımızı artıracak yeni işbirliklerine şahit olacağız. Önümüzdeki yıllarda Türk şirketlerinin çok sayıdaki ticari uydularını hem alçak irtifada de hem de yüksek irtifada görebileceğiz. ‘Tam bağımsızlık’ ülküsüyle kurulmuş Cumhuriyet’imizin ikinci asrında, Türkiye Yüzyılı’nda, köklerden göklere emin adımlarla ilerliyoruz.”
