Serdal Adalı, “Ekolojik kent” projesiyle Beşiktaş’ın mali istikametten rahata çıkacağını belirterek, rakibi Hasan Arat’ın “Taklit proje” argümanlarına karşılık verdi.
Ayakları yere basan projeler yaptıklarını belirten Adalı, “Taklit değil gerçeklerini yaptık. Ayakları yere basan projeler yaptık. Yaptıklarımızın da onlarınkine emsal tarafı yok. Akatlar projesinde biz sponsoruyla birlikte projeyi hazırladık ve bu halde açıkladık. Gayrimenkul projesini değersizleştirilmeye çalışsalar da bu Beşiktaş’ın kurtuluş, mali taraftan rahata çıkma projesidir. Hiç kimse bu projeyi değersizleştirmesin zira bir noktada kendileri Beşiktaş’a ziyan verir hale gelir. Şu projede rastgele bir sorun çıkabileceğini görsem niçin açıklayım? Açıklarım 4 tane proje onlar üzere. Proje açıklamak projeyi yapacağım demek değil. İlla proje açıkla diye genel şura üyeleri bizi zorluyor mu, hayır. Birinci günden beri ‘gerçekçi, geliri-gideri muhakkak, kimin yapacağı, nasıl yapılacağı muhakkak olmadan ben hayali bir proje açıklamayacağım’ dedim, açıklamadım da. Gayrimenkul projesi Beşiktaş’ın projesi, Serdal Adalı’nın değil.” tabirlerini kullandı.
Başkan seçilememesi halinde elindeki projeleri idareye verebileceğini aktaran Adalı, şöyle devam etti:
“Seçimi kazanacağıma emin olsam da kaybedersek sonraki gün gelirler bu projeleri kendilerine veririm. Mal sahiplerinden satın alacağımız yer var. Mal sahipleriyle yapılmış mukaveleler var ortamızda, onları devrederim. Parasını öderler ve projeye devam ederler. Bu Beşiktaş’ın projesidir. Bunu kendime yapmıyorum. Bugüne kadar da projelerin dışında 10 seçim gördüm, stat dışında seçimden evvel açıklanıp yapılan birinci proje olacak bizimki inşallah. Stattan bahsetmiyorum zira o günkü gündem stattı ve Fikret Orman’a kısmet oldu. Kimin emeği geçtiyse emeğine sıhhat. Gayrimenkul projesini değersizleştirme eforuna düşmesinler. Proje kendilerine de lazım olabilir.”
Gayrimenkul projesinde “ayaküstü anlaşma” olmadığını vurgulayan Serdal Adalı, “Şifahen ya da ayaküstü bir muahedemiz yok. İmza da var, mal sahipleriyle ilgili kontrat de var, onların imzası da var. Nereye varmak istiyorlar, onu anlamaya çalışıyorum. Bu proje Beşiktaş’ın kurtuluş projesidir. Seçimi kazandığım takdirde pazartesi günü arkadaşlarımı yanıma alıp mal sahipleriyle buluşacağız, paralarını ödeyeceğiz ve tapusunu kulübün üstüne alacağız. Sonra da projenin devamındaki parsellere devam edeceğiz.” formunda konuştu.
“BUGÜNE KADAR HİÇBİR ESKİ LİDER AÇIP ‘BEN SENİ DESTEKLİYORUM’ DEMEDİ, DİYEN DE YOK”
Eski liderlerin kendisini desteklediği tarafındaki tezleri da cevaplayan Adalı, şunları kaydetti:
“Ben bunu hissetmiyorum. Bu yalnızca söyleniyor. Ayrıyeten bu isimler bu toplulukta başkanlık yapmış beşerler. Ben bu toplulukta herkesle görüşüyorum. Hiç kimseyle bir sorun yaşamadım. Hasan Arat’la da görüşüyorum. Onunla, bununla hengame etmek biçimim değildir. Beşiktaş topluluğundan sorunum olan hiç kimse yok. Bugüne kadar hiçbir eski lider açıp ‘Ben seni destekliyorum’ demedi, diyen de yok. Ben bu toplulukta Serdal Adalı’yım. Hiç kimseden ne müsaade alırım, ne de Beşiktaş icazet almamı gerektiren bir husus. Kimseyle bu tip şeylerin içine girmem, bunu Hasan Beyefendi de çok güzel bilir. Söylediği kelamları benim için söylediğini de zannetmiyorum. Hala Çebi ya da Emre Beyefendi aday zannediyor da olabilir. Ne hiç kimseyle bu türlü bir görüşmem oldu ne de icazet aldım. Birinci günden itibaren toplumsal medyada Hasan Arat-Serdal Adalı birlikte idareye gireceğiz algısı oluşturulmaya çalışıldı. Hiçbir vakit kendisine ne ‘evet’ dedim ne de ‘beraber gireriz’ dedim. Birinci gün ne dediysem son gün de onu söyledim.”
Kendisine yönelik matruşka tabirinin Beşiktaş’a ziyan verdiğini ve Arat’ın eski idarelerden iki ismi listesine aldığını, kendisinde ise 1 eski yönetici bulunduğunu söyleyen Adalı, “Fikret Orman’a karşı da seçime girdim, ikinci lideri Çebi’ye karşı da seçime girdim. Geçtiğimiz 10-12 sene içinde seçime girmediğim bir tek Yıldırım Demirören kalmış. O yakıştırmaların sağından solundan geçmiyorum, üstüme de alınmıyorum. ‘Matruşka’ lafı bu topluluğa verilen en büyük ziyandır. Artık geldiğimiz noktada Hasan Bey’in listesinde Mete Vardar ve Hüseyin Yücel var. İkisi de çok uygun arkadaşımdır, ikisini de çok severim. Biz birebir topluluğun içinde yaşıyoruz, düşman değiliz. Hüseyin Beyefendi ile birlikte birebir idarede çalıştık. Mete Bey’in babasıyla Yıldırım Demirören vaktinde birlikte çalıştık. Mete Beyefendi, Orman’ın idaresinde çalıştı. Biz de onlar için mi bu tabiri kullanalım? Bir laf atıldı ortaya, bu topluluk esasen bölük pörçüktü, parçalanmıştı daha fazla parçalanması için ateşin üstüne ispirto dökmeye devam ediyor. Ben hiç kimsenin devamı değilim. Bir evvelkinde Fikret Beyefendi ile seçime girerken Yıldırım Bey’in devamı oldum, sonra Sayın Çebi’yle seçime girerken Fikret Bey’in devamı oldum. O kadar söylediler bu tabiri fakat kendi idarelerinde var. Orada 2 isim var, bizde 1 isim var.” tabirlerini kullandı.
“TARAFTARLARIMIZ ÇOCUKLARININ OKULLARINA GURURLA GİDECEĞİ BAŞARILI BİR FUTBOL EKİBİ GÖRMEK İSTİYORLAR”
Seçim sürecinde birçok Beşiktaşlı ile buluştuğunu ve taleplerin yüklü olarak futbol kadrosu üzerinde olduğunu aktaran Adalı, “Üyelerimizin farklı bir beklentisi yok, çok yeterli bir kadro görmek istiyorlar. Taraftarlarımız çocuklarının pazartesi günü okullarına gururla gideceği başarılı bir futbol ekibi görmek istiyorlar. Birinci gün de söyledim, herkes futbola kitlenmiş durumda, ben de ona kitlenmiş durumdayım. Birinci günden itibaren ‘Hasan Beyefendi proje açıklıyor, projeniz var mı’ dediklerinde daima tıpkı şeyi söyledim. En büyük projemiz futbol grubunu ayağa kaldırıp Şampiyonlar Ligi’ne götürmek. Bunun haricinde öteki projeler 2 ay sonra, 4 ay sonra olur ancak futbol kadrosunun 1 dakika kaybedecek vakti yok.” diye konuştu.
Teknik yönetici İstek Çalımbay’la yaptığı görüşmeye de değinen Serdal Adalı, “Rıza hoca da kadrodan ve oyunculardan umutsuz değil. Dert olan bölgeler var. Afrika Kupası var önümüzde, 8 oyuncumuz var kupaya gidecek. Hocaya ‘Ne yapacağız hocam’ diye sordum. ‘Bir şeyler yapacağız’ dedi. Grubun durumunu inceleyince ‘Maalesef bu sene Şenol hocayla Ceyhun Bey’in ortasında çıkan ıstıraplardan bu takım mühendisliği bu türlü oldu’ diyenler de var. Birtakımı ‘Ahmet lider bunlara güvendi onun için bu durum ortaya çıktı’ diyor. Çok berbat yapılmış bir takım mühendisliği ve 86 milyon avroluk bir maliyet var. Onun için devre ortasında bir an evvel transferleri yapıp 86 milyon avroluk kısmı rahatlatmamız lazım yoksa dönem sonunda o 86’yla baş başa kalırız.” formunda görüş belirtti.
Yönetici olduğu periyotlarda menajerlerle ilgili pazarlıklara girmediğini söyleyen Adalı, “Ben giderdim futbolcuyla görüşürdüm, kulüple pazarlığını yapardım. Menajerlik ödemesi geldiği vakit liderimiz toplantıya katılırdı. Mevzu menajerliğe geldiği vakit ‘Onu liderimizle görüşeceksiniz’ deyip kestirip atmışımdır. Dünyanın bir gerçeği var. 13 yaşındaki futbolcunun da altyapıdaki çocukların da menajeri var. Dünya genelinde neredeyse 3-4 menajerlik şirketi tüm futbol dünyasında, futbolcuların yüzde 60-70’ini denetim eden menajerler. Bugün de kaliteli futbolcu bakıyorum dediğiniz noktada menajerlik kısmında önünüze gelen 3 isimden biri bunlardan. Menajerlik pazarlığı hiçbir vakit yapmadım. Bu bahiste söylenenler kasıtlı kötülemek için.” tabirlerini kullandı.
“HİÇ DE O DENLİ HAR VURUP HARMAN SAVURAN ÜRETİM YOK”
Beşiktaş’ın parasının gereksiz harcanmasına müsaade vermeyeceğini belirten Adalı, şunları kaydetti:
“8 milyon avroya Tabata alındığı tarihte 7 milyon 400 bine Quaresma’yı getirdim. Guti’nin kulübüne 1 lira vermeden transfer ettik. Simao’nun 650 bin avro kulübünden alacağı vardı, onu da kulübe yansıtmadan cebimden verdim o transferde. Bir de Ersan Gülüm vardı o periyot yerli olarak aldığımız. Ersan Gülüm’ün satıldığı bedel ortada. 10 sene olmuş Quaresma bu grupla özdeşleşmiş, hala formasını giyen çocuklar var. Hiç de o denli har vurup harman savuran üretim yok. Kulübün parasını, bir kuruşunu ne gereksiz harcarım ne de harcatırım. Birinci devredeki flaş transferlerden sonra insanların aklında o manzara kaldı. Orta sıra yazdıkları 2-3 isim var ‘bunları da Serdal Adalı transfer etti’ diye fakat ben o orta cezaevindeydim. Bir noktada gidip 2 liraya alacağınız olağan bir adam vardır, yan tarafta 7 liraya alacağınız çok daha âlâ star bir adam vardır, inanılmaz yararlar sağlar, masraf o 7 liralık adamı alırım. Bu adam ortadaki 5 liralık farkı gerek alanda gerek formada gerek tanınırlıkla kapatır.”
