Pamukkale’nin Gözler Mahallesi’nde oturan 1 çocuk annesi Mine Kocadağ, 18 Ağustos 2022’de ortadan kayboldu. Bir otelde bahçıvan olarak çalışan eşi Mithat Kocadağ, polise gidip, kayıp ihbarında bulundu. Polisin yaptığı aramada Mine Kocadağ bulunamadı.
Kocadağ’ın ağabeyi Tayfun Koç, polise verdiği tabirinde, kardeşini eşinin öldürmüş olabileceğinden şüphelendiğini söyledi. Mithat Kocadağ ise tabirinde eşinin nerede olduğunu bilmediğini savundu. O periyot yapılan aramalardan sonuç alınamadı. Soruşturmayı derinleştiren cinayet ofis grupları, çelişkili tabirler veren Mithat Kocadağ’ın, çalıştığı otelden alınan güvenlik kamerası kayıtlarında el otomobiliyle çuval taşıdığı imgelere ulaştı. Polis takımları otelin gerisinde ve bahçesinde ocak ayında Mine Kocadağ’ı aradı, fakat iş makineleriyle yapılan hafriyat çalışmalarında bir ize rastlanılamadı.
DAHA EVVEL ÇALIŞTIĞI OTELİN BAHÇESİNE GÖMMÜŞ
30 Ocak’ta bir televizyon kanalındaki programa katılan Mithat Kocadağ, canlı yayında eşi Mine Kocadağ’ı öldürdüğünü itiraf edip, cesedini gömdüğü yeri tanım etti. Tanım üzerine Kocadağ’ın daha evvel çalıştığı otelin bahçesinde yapılan hafriyat çalışmasında eşinin çuvalda cesedi bulundu. Savcı ve olay yeri inceleme takımlarının çalışmasıyla çuvaldan çıkartılan Mine Kocadağ’ın cesedi, otopsi için Pamukkale Üniversitesi Hastanesi İsimli Tıp Kurumu’nun morguna kaldırıldı.
ÖN OTOPSİDE BOĞAZINA DÜĞÜMLENMİŞ HALDE HAVLU BULUNDU
Mithat Kocadağ’ın eşini gömdükten sonra otelden istifa ederek ayrıldığı belirlendi. İstanbul’da polis tarafından gözaltına alınan Mithat Kocadağ birinci sözünde, “Olay gecesi saat 03.00’te mutfakta tartıştık. İttim, yere düştü. Başını vurdu ve öldü. Saat 05.00’e kadar yaklaşık 2 saat boyunca kanlar içinde yerde kaldı. Yerden kaldıramadım. Mine’nin yüzünü havluyla sildim. Sonra da sarılıp, öptüm. Cesedini mutfaktan, evvel banyoya götürdüm. Sonra ise yatak odasındaki bazanın altına sakladım. Sabah duş aldım ve işe gittim. Ceset bazanın altında 2 gün boyunca kaldı. Cesedi bazanın altından çıkarıp, çarşafa sardıktan sonra çuvala koydum, o formda taşıdım. Kardeşimin arabasının bagajına koydum. Cesedi birinci evvel köye götürmek istedim fakat daha sonra çalıştığım yere götürdüm. Saat 06.00’da otelin bahçesine gömdüm. Cesedi el otomobiliyle taşıdım, sera olan yerin yakınına gömdüm. Üzerine biraz toprak attım” dedi.
Denizli’ye getirilen Kocadağ, sözünde eşinin düşerek öldüğünü söylerken, yapılan ön otopside ise boğazına düğümlenmiş formda havlu bulundu. Kocadağ, emniyetteki süreçlerinin akabinde sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
İNTERNETTE “BİR CESET NE KADAR MÜDDETTE BOZULUR” ARAMASI YAPMIŞ
Soruşturmanın akabinde Mithat Kocadağ hakkında ‘kasten öldürme’ cürmünden hakkında ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istemiyle Denizli 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Bugün görülen karar duruşmasına Mithat Kocadağ SEGBİS ile katılırken, Mine Kocadağ’ın yakınları, taraf avukatları ve Aile ve Toplumsal Siyasetler Bakanlığı avukatları da hazır bulundu. Cumhuriyet Savcısı duruşmada, Mithat Kocadağ’ın televizyon programında anlattıkları ve sözlerinde söylediklerine, İsimli Tıp Kurumu raporlarına, şahit beyanlarına, telefon kayıtlarına ve sanığın mahkemedeki savunmalarına yer vererek, “Elde edilen bulgular ışığında sanığın boşanma evresindeki eşini boğarak öldürdüğü sabittir. Telefon kayıtlarındaki incelemelerde ortaya çıkan ‘bir ceset ne kadar müddette bozulur’ üzere aramalarda hatası tasarladığı nihaidir. Cinayetten sonra kayıp müracaatında bulunarak kolluk kuvvetlerini oyalamıştır. Bu nedenle tahrik ve takdir indirimleri uygulanmaksızın ‘kadına karşı tasarlayarak öldürme’ kabahatinden ağırlaştırılmış mahpus cezası ile cezalandırılmasını talep ediyoruz” biçiminde mütalaa verdi.
“AİLEME, EŞİMİN AİLESİNE VE OĞLUMA YAŞATTIKLARIM İÇİN PİŞMANIM”
Duruşmada son kelamı sorulan sanık Mithat Kocadağ, “Eşimle memnun olalım diye daima geçinmeye çalıştım. Olay günü bir anlık cinnet getirdim. Ağzını mı kapattım, hatırlamıyorum. Bir anda oldu. Bir anlık cinnetle oldu, çok pişmanım. Aileme, eşimin ailesine ve oğluma yaşattıklarım için pişmanım. Çocuğumun yüzüne bakacak halim yok” dedi.
Mahkeme heyeti kısa bir ortanın akabinde kararını açıkladı. Kararda, mevcut kanıtlar ışığında taammüden öldürme cürmünün sabit olduğu, telefonda yapılan ‘bir ceset ne kadar müddette bozulur’ formundaki arama ile olay günü ortasındaki mühletin 2,5 gün olduğu, bu mühletin sanığın kararından geri dönmesi için kâfi bir müddet olduğu, ama sanığın öldürme kararında sebat ettiğinin kabul edildiği, öldürme cürmünün bayana karşı olmasının mahkemece ağırlaştırıcı neden kabul edildiği, bu nedenle ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti ayrıyeten uzun müddet kolluk kuvvetlerinin oyalanması nedeniyle takdir indirim uygulanmaması istikametinde karar verdi.
