Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş Vilayet Liderleri Toplantısı’nda konuştu.
“SÜREKLİLİK İÇİNDE DEĞİŞİM”
AK Parti’nin 4. Harikulâde Büyük Kongresi’ni, 7 Ekim’de partiye ve temsil ettiği bedellere yakışır halde alınlarının akıyla gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Kongremiz bir AK Parti klasiği olan süreklilik içinde değişim tarafımızın ne kadar güçlü, hala ne kadar canlı olduğunu tekrar göstermiştir. Ak saçlılarımızın deneyimiyle, gençlerimizin heyecanını birleştirdiğimiz kongremizde partimizin idare organlarını da belirledik. Merkez Karar ve İdare Konseyi üyelerimizden 49 arkadaşımız bayrağı yeni yol arkadaşlarımıza teslim etti. Vazifesi devreden arkadaşlarımıza, partimize ve davamıza yaptıkları üstün hizmetler hasebiyle bir defa daha şükranlarımı sunuyorum. Parti heyetlerimize asil ve yedek olarak seçilen tüm arkadaşlarımızı da gönülden tebrik ediyorum. Kongre sürecimizin öncesinde üç kademe vilayet başkanlıklarımızın kimilerinde çeşitli değişiklikler yaşandı. Bu arkadaşlarımıza da emekleri için teşekkür ediyorum. Yeni vazifeleriyle, toplantılarımıza birinci kere katılan arkadaşlarımıza Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum.”
“KAMPANYA GRUBUMUZLA ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin akabinde 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıkları çok daha ağır bir formda başlattıklarını tabir etti.
Partinin öncelikleri çerçevesinde seçim takviminin ilerlediğine dikkat çeken Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Temayül yoklamalarımızı, Türk siyasetine örnek olacak bir demokrasi ikliminde sizlerin de takviyesiyle tamamladık. Yarın kamu vazifelilerinin istifa süreci doluyor. Meclis üyeliği için müracaatları 3 Aralık’a kadar alacağız. Süreç kendi mecrasında ilerlerken biz de gündemimizi işletiyoruz. Milletimizin huzuruna en hakikat, en isabetli, en çabalı isimlerle çıkmanın gayretindeyiz. Temayül yoklamalarıyla, saha araştırmalarıyla, istişarelerle, görüşmelerle, partimize mahsus öbür formüllerle adaylarımızı belirleyeceğiz. Kampanya takımımızla çalışmalara başladık.
”İTTİFAKIMIZI DAHA DA GÜÇLENDİREREK GELECEĞE TAŞIMA AZMİNDEYİZ”
Cumhur İttifakı ortağımız MHP ile görüşmelerimiz olumlu bir mecrada karşılıklı anlayış ve hürmet ekseninde devam ediyor. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız muhataplarıyla daima temas halinde. Biz de dün MHP Genel Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi Külliyemizde ağırladık. Kendisiyle epey verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Ulusal irade düşmanlarına karşı 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan ittifakımızı daha da güçlendirerek geleceğe taşıma azmindeyiz. Gayemiz, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 5 yıldır hizmetsizlik girdabında boğulan kentlerimizi gerçek belediyecilikle tekrar buluşturmaktır.”
“İSTANBUL ESKİ GÜNLERİNİ MUMLA ARAR HALE GELDİ”
Grup toplantısında ilan ettikleri “Yeniden İstanbul”un bu çabanın parolalarından biri olacağını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“İşte sizler de görüyorsunuz. Dünyanın göz bebeği olan İstanbul, CHP zihniyetinin elinde eski günlerini mumla arar hale geldi. Ortaya bir eser koyamadıkları üzere bizim başlattığımız ve aşikâr bir evreye getirdiğimiz projeleri bile devam ettiremediler. Eskiyen reklam panolarını yenilemekten diğer bir icraatları yok. AK Parti devrinde, sakinlerinin yaşamaktan huzur duyduğu aziz İstanbul, ne yazık ki CHP’li iş bilmezlerin idaresi altında İstanbulluları yoran bir kent haline dönüştü. Hepimizin bildiği Kara Tren türküsünü artık İstanbul halkı her gün söylüyor. Ne diyordu o meşhur türküde… ‘Kara tren gecikir tahminen hiç gelmez, dağlarda salınır da sıkıntımı bilmez, dumanın savurur, halimi görmez, kan dolar yüreğim göz yaşım dinmez.’ Bugün de İstanbullu kardeşlerimiz gözü yolda otobüs, metrobüs, metro bekliyor. Fakat bunların hiçbiri vaktinde gelmiyor. Haydi geç de olsa geldi diyelim, bu sefer de bakımsızlıktan ötürü yolda kalıyor. Tıpkı vahim tablo başka tüm CHP’li belediyeler için de geçerlidir.”
”ŞEHİRLERİNE HİZMET ETME GEREĞİ BİLE DUYMUYORLAR”
“Büyükşehri, ili, ilçesi ve beldesiyle CHP’li belediyelerin alametifarikasının, vatandaşa nasıl hizmet edilir bilmemek olduğunu” söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Niye? Zira umurlarında değil. Bunların gündeminde emanetini taşıdıkları insanlara hizmet etmek, eser kazandırmak, milletin kahırlarına tahlil üretmek üzere bir kaygıları yok. Çok daha berbatı, bunu öğrenmek üzere bir niyetleri de yok. Alışmışlar, istismar ve kaygı siyasetine. Alışmışlar ‘Tıpış tıpış bize oy vereceksiniz” demeye, kentlerine hizmet etme gereği bile duymuyorlar. Bir de bunu utanmadan, sıkılmadan kameralar önünde söylüyorlar. CHP’li belediye liderlerinin olduğu yerlerde vatandaşımız o denli bir hale gelmiş ki en küçük bir hizmet görse halay çekiyor, davul zurna çalıyor. Ne hale düştük. Yani, vatandaş neredeyse asfalt döküldü, çöpü toplandı, parkı yapıldı, yoldaki çukur kapatıldı diye kurban kesecek. Hale bakın. Hatta kimi yerlerde oy verip seçtikleri belediye liderlerinin kentlerine geldiğini duyunca 40 yıldır görmediği dostunu görmüş kadar seviniyor. Milletimizi inşallah bu cendereden Mart ayının sonunda daima birlikte kurtaracağız. Kentlerimizin bir 5 sene daha kaybetmesine müsaade etmeyeceğiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı idaresinde olan tüm belediyelerimizi korumakla kalmayacak, Allah’ın müsaadesiyle çok daha yüksek oy oranlarıyla tekrar kazanacağız.”
“Kazanmak, hem de ezici bir oranla kazanmak dışında hiçbir seçeneğimizin olmadığı bir seçime daha hazırlanıyoruz.” diyen Erdoğan, genel merkez ve Meclis kümesiyle gelecek 4 aylık vaktin hazırlıklarını tüm boyutlarıyla en ince detaylarıyla yürüttüklerini söyledi.
Kabinenin, eser ve hizmet siyasetini kesintisiz halde sürdürdüğünü belirten Erdoğan, AK Partili belediyelerin birçok yerde çeyrek asrı aşan deneyimleriyle mahallî idareler alanında “bir destan yazdığını” söz etti.
Her bir belediyenin saymaya kalkılsa saatler sürecek yapıtları ve direkt vatandaşın hayatına dokunan hizmetleri bulunduğuna dikkat çeken Erdoğan, etrafın korunmasından dezavantajlı kümelerin desteklenmesine kadar Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma gayelerini titizlikle gerçekleştiren lokal idarelerin kendi belediyeleri olduğunu kaydetti.
AK Partili belediyelerin uygun uygulama örnekleriyle milletlerarası alanda öteki mahallî idarelere de emsal teşkil ettiğini söyleyen Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Deprem bölgesinden elimizi aslında hiç çekmedik. Kardeş belediyeler uygulamamız başarılı bir formda yürüyor. Afetin yıktığı kentlerimizi ayağa kaldırana kadar durmayacağız. Kurumlarımızın büsbütün olduğu üzere belediyelerimizle de zelzele bölgesindeki vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Aralık ayı boyunca bölge genelinde 46 bin konutun ve köy meskeninin hak sahiplerine teslimini yapacağız. Böylelikle ahde vefamızı, verdiğimiz kelamların gerisinde olduğumuzu bir sefer daha göstereceğiz.”
“BU ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞINI BİREBİR STANDARTTA ESER VE HİZMETLERLE DONATAN BİZİZ”
“Muhalefet cenahının” hizmet yarışında kendileriyle uzunluk ölçüşemeyeceğini bildiği için “her zamanki gibi” palavra ve iftira silahına sarıldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Sadece bu kadarla kalsalar, hem söylemimizle hem hukuk önünde ağızlarının hissesini verir, Allah’ın müsaadesiyle yerlerine oturturuz. Fakat siyasi ihtirasları uğruna ülkemizin 1970 ve 1990’lı yıllarda yaşadığı ıstırapların sebebi olan toplumsal fay çizgilerini kaşımaktan da çekinmemeleri, bizi milletimizin geleceği ismine endişelendiriyor. İnsanımızı sınıflara bölmeye ve bunların ortasında astlık üstlük münasebeti kurmaya kalkan zihniyet lakin tek parti faşizmi özentisi olabilir. Zira bu ülkenin insanları, yalnızca o periyotta bu türlü bir zillete maruz kalmıştır. Milletimiz, Demokrat Partiyi ve Menderes’i, işte bu faşist zihniyeti yerle yeksan eden ihtilali başlattığı için hala kalbinin en mutena köşesinde yaşatıyor. Birebir halde Özal’ı da bu yolu takip ettiği için ismi her geçtiğinde hayırla yad ediyor.”
AK Parti’nin belediyelerde 30 yıla yaklaşan, hükümette 21 yılı geride bırakan iktidarının gerisindeki sırrı arayanların birinci bakacağı yerin de burası olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Bu ülkenin, bırakın tıpkı kentte yaşayan insanları ortasında ayrımcılık yapmayı, doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle her karış toprağını tıpkı standartta eser ve hizmetlerle donatan biziz.” dedi.
Eğitimden sıhhate, güvenlikten adalete, ulaştırmadan güce, tarımdan şehirciliğe kadar her alanda yaptıkları tüm eser ve hizmetleri sundukları insanların hiçbirinin kimliğine bakmadıklarını lisana getiren Erdoğan, vatandaş, bölge ve kentler ortasında “asla ve asla” ayrımcılık yapmadıklarını vurguladı.
Her bir insanı bu devletin ve ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak gördüklerini aktaran Erdoğan, “Aksini söyleyen yalnızca bize değil, bu ülkeye de bühtan ediyor ve palavra söylüyor demektir.” tabirini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20-30 yıl öncesiyle mukayese edildiğinde, vatandaşların artık hükümetten de belediyelerden de beklenti düzeylerinin çok değiştiğine dikkat çekti ve şunları kaydetti:
“Sadece iş, yalnızca aş, yalnızca eğitim, yalnızca sıhhat, yalnızca altyapı hizmeti sunmak kimseye kâfi gelmiyor. İstihdamı 32 milyonun üzerine çıkarmış, eğitimi ana sınıfından üniversitesine, her etabına, herkes için erişilebilir kılmış, sıhhatte, dünya çapında bir sistem kurmuş, ulaşım başta olmak üzere altyapısını baştan sona yenilemiş bir ülkede insanların bu türlü bir hissiyata kapılmasını elbette doğal karşılamamız lazım. Bunlar hükümetin aslında yapması gereken minimum hizmetler olarak görülüyor. Sorduğunuz vakit ‘Göreviniz, alışılmış ki yapacaksınız?’ Bunu söylüyorlar. Pekala bundan evvel gelenler, bizden evvel gelenler bunları niçin yapmadı? Gençler başta olmak üzere vatandaşımızın hükümetimizden beklentisi daha yüksek standartlarda bir hayat düzeyini kendisine sağlamasıdır.”
Türkiye Yüzyılı’nın bu amacın ismi, tıpkı durumun belediye hizmetleri için de geçerli olduğunu bildiren Erdoğan, “Her ne kadar CHP’li belediyeler şimdi klasik belediyecilik hizmetlerini vermeyi beceremese de AK Parti olarak bizim vizyonumuz çok fakat çok farklıdır. Hem partimizin genel merkez ünitelerinin hem ilgili bakanlıklarımızın bu doğrultuda çok değerli hazırlıkları var. İnşallah 31 Mart seçimleri kampanyası sürecinde bu hazırlıkları milletimizle paylaşarak, AK Parti’nin farkını bir kere daha göstereceğiz.” biçiminde konuştu.
“İNSANIMIZIN GÜNLÜK HAYATINDA YAŞADIĞI DÜŞÜNCELERİ GÖRMEZDEN GELİYOR DEĞİLİZ”
“Tüm bunları söylerken insanımızın günlük hayatında yaşadığı kahırları görmezden geliyor yahut inkar ediyor değiliz.” diyen Erdoğan, şunları aktardı:
“Türkiye’nin yaklaşık on yıldır siyasetten güvenliğe ve iktisada kadar her alanda sinsi ve kasıtlı bir akın altında olduğunu kimse reddedemez. Sokakları karıştırmaktan darbe teşebbüsüne, ekonomik tuzaklardan siyaset mühendisliklerine kadar yaşamadığımız hadise kalmadı. Hamdolsun, milletimizle birlikte bu badirelerin hepsini de göğüslemeyi ve yıkılmadan ayakta kalmayı başardık. Global seviyede Covid-19 salgınıyla başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşen bir krizin olumsuz tesirleriyle boğuşuyoruz. Biliyorsunuz bu süreçte yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı bir yaklaşımla hareket ettik. Her kesitten insanımızın bu global tsunamiden en az seviyede etkilenmesini teminen tüm kaynaklarımızı harekete geçirdik. Hayat pahalılığının özellikle dar gelirli insanımızın refah düzeyinde yol açtığı gerilemeyi telafi etmek için pek çok düzenek kurduk. Yeri geldiğinde kendimizi sollama kıymetine, ne yapılması gerekiyorsa onu yerine getirmekten çekinmedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü küme toplantısında güçten emekli maaşlarına, aile ve gençlik fonundan ihracatçılara yönelik teşviklere kadar geniş bir yelpazede verdikleri takviyelerin icmalini çıkardıklarını belirterek, “Ancak, iktisatta istikrarları tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için sabırla ve kararlılıkla istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, iktisadımızı enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz.” dedi.
Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek ve bu amaçlardan kopmamasını sağlamanın önceliklerinin en başında yer aldığını belirten Erdoğan, bölgenin ve dünyanın güvenlikten iktisada her alanda adeta kaynadığı bir devirde Türkiye’nin en büyük gücünün, inanç ve istikrar iklimini koruma etmesi olduğunu vurguladı.
Erdoğan, mayıs ayındaki Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde bu hakikati millete anlattıklarını, milleti ikna ettiklerini ve takviyesini aldıklarını kaydederek, 28 Mayıs’tan beri yaşananların hem kendilerinin ne kadar haklı olduğunu hem de milletin ne kadar büyük bir badire atlattığını tekraren ispat ettiğini söyledi.
“Önümüzdeki belediye başkanlığı seçiminde de yapacağımız işte budur.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Hükümette sağladığımız istikrarı, muhalefetin elinde bizar olan belediyelere de teşmil ederek, kentlerimizin kalkınmasını hızlandırmak istediğimizi herkese anlatacağız. Yolunu, kaldırımını, asfaltını, çöpünü, kanalizasyonunu, arıtmasını çözememiş muhalefet belediyelerinin karşısına Türkiye Yüzyılı belediyeciliği ile daima birlikte çıkacağız. Kendi belediyelerimizde de bu vizyona ayak uyduramayan arkadaşlarımız varsa bayrak yarışı yaklaşımıyla yeni isimlerle çıtayı yükselteceğiz.
Hep söylediğimiz üzere bu partide şahsım dahil hiç kimse layüsel değildir. İstisnasız her bir arkadaşımız ülkemize, milletimize, kentine ve partimize verdiği hizmet ölçüsünde bedel sahibidir. Belediye lider adaylarımızı bu anlayışla belirlemek boynumuzun borcudur. Ferdi siyasi hesaplardan hatır ve gönül bağlarına kadar bu yaklaşıma ters hiçbir ögenin aday belirleme ve seçim kampanyası çalışmalarını zehirlemesine müsaade veremeyiz.”
Erdoğan, genel merkezden, Meclis kümesinden ve teşkilatlardan beklentisinin 31 Mart seçimleri sürecine bu unsurlar çerçevesinde yaklaşmaları olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Aksi takdirde milletimizin karşısında daima birlikte boynumuz eğik kalır. İnanın eğik kalır ve ‘Nasıl oldu da biz bu duruma düştük?’ deriz. Onun için kararlı olacağız. Bu türlü bir vebalin altından hiçbirimiz kalkamayız. Başka partilerde kimi maddi kimi ahlaki kimi şahsi dalaverelerle ortaya çıkan rezillikler AK Parti’nin kapısından içeri giremez. Bunun için daima birlikte partimize ve partinin kuruluş unsurlarına dört elle sarılmamız gerekiyor. Belediyelerde ve hükümette geçen uzun iktidar yıllarının bizi bozmadığını, tam bilakis deneyimle olgunlaştırdığını milletimize göstereceğiz.”
“EN KÜÇÜK REHAVETE, AKSAKLIĞA, DAĞINIKLIĞA, FİTNEYE MÜSAADE VERMEDEN SONUCA ULAŞACAĞIZ”
Erdoğan, emellerinin 31 Mart’ta 30’u büyükşehir, 51’i vilayet, 922’si ilçe ve 390’ı belde olmak üzere Türkiye’deki 1393 belediyenin tamamına yakınını AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kazanmak olduğunu belirterek, “Bu amaç doğrultusunda ‘sen, ben’ yok, ‘biz’ varız.” dedi.
Salondaki partililere, “Seçim sonuçları muhakkak olana kadar gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız?” sorusunu yönelten Erdoğan, “Evet” karşılığının akabinde, “Eğer buna inanıyorsanız bu ses bu türlü çıkmaz.” sözünü kullandı.
Partililerin güçlü bir biçimde alkışlamasının akabinde Erdoğan, “Her vakit, her an bu türlü bir duruş sergilemeliyiz. En küçük bir rehavete, aksaklığa, eksikliğe, dağınıklığa, zaafa, fitneye müsaade vermeden sonuca ulaşacağız. Men sabera zafera, gaye bu. Kim sabrederse zafere erişir.” diye konuştu.
Sorumluluk alanları içinde hiçbir boşluk bırakmayacaklarını lisana getiren Erdoğan, “Vatandaş neredeyse orada olmak bizim boynumuzun borcudur. Sizlere güveniyorum, sizlere inanıyorum. Sizlerden şehirlerinize döndüğünüzde tüm vatandaşlarıma en kalbi muhabbetlerimi iletmenizi istiyorum.” formunda konuştu.
