Fidan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile Dışişleri Bakanlığı’ndaki görüşmesinin akabinde düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Türkiye ile Azerbaycan ortasındaki ikili bağlantıların vakitten ve koşullardan bağımsız bir tavır olduğunu belirten Fidan, “tek millet, iki devlet” şiarının iki ülke ortasındaki bağlantıların büyük bir stratejik çerçeveye alan bir duruş, yazgı birliği olduğuna vurgu yaptı.
Fidan, Türkiye ile Azerbaycan ortasında 2021’de imzalanan Şuşa Beyannamesi’ne değinerek, “2021’de Türk dünyasının işgalden kurtulan Şuşamızda Sayın Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın (Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev) imzaladıkları Şuşa Beyannamesi tüm dünyaya şunu ilan etmiştir ki; güçlü Türkiye güçlü Azerbaycan’dır, güçlü Azerbaycan güçlü Türkiye’dir.” sözünü kullandı.
Ermenistan ile olağanlaşma sürecini Azerbaycan ile yakın eşgüdüm içerisinde sürdürdüklerini lisana getiren Fidan, Azerbaycan-Ermenistan sürecindeki milletlerarası gayretleri da takviyelerini kaydetti.
“TARAFLAR ORTASINDA AYRIMCILIK YAPMAYIN, BARIŞI DESTEKLEYİN”
Fidan, Azerbaycan-Ermenistan sürecine ait milletlerarası taraflara davette bulunarak, “Taraflar ortasında ayrımcılık yapmayın, barışı destekleyin, dayanak yerine köstek olmayın. (Ermenistan-Azerbaycan) Bölgesel huzur ve istikrara giden yol kapsamlı bir barış muahedesinden geçiyor. Bunun için Zengezur kontağının açılması büyük ehemmiyete sahip.” halinde konuştu.
Başta Ermenistan olmak üzere birtakım çevrelerin, Azerbaycan’ın Laçin yolu üzerinde hudut geçiş noktası kurmasının insani krize neden olduğu istikametindeki tezlerine ait değerlendirmesi sorulan Fidan, şunları kaydetti:
“Laçin yolu Azerbaycan toprağıdır. Münasebetiyle Azerbaycan, hangi önlemi gerekli görüyorsa onu alır ve almak da en büyük egemenlik haklarından biridir. İnsani mülahazalarla orada Azerbaycan’ın her türlü çabayı da gösterdiğini görmekteyiz. Esasen tıbbi geçişler de mümkün. Kapsamlı materyal nakline uygun öbür güzergahlar da tahsis edilmiş durumda. Bütün bu değerlendirmelere baktığımızda Azerbaycan’ın bu mevzuda eleştirilmesinin haklı bir yeri olmadığını düşünüyoruz.”
