Don Kişot‘un İstanbul maceraları belgesele bahis olacak. Sinemanın tanıtım toplantısında direktör Mehmet Gün, 1973’den bugüne sinema kesiminde çalışmalar yaptığını, 50 yıllık sinemacı olduğunu söyledi.
Gün, yaklaşık 20 yıl evvel Mimar Sinan ile ilgili bir belgesel çekimi esnasında “Don Kişot” isimli romanıyla dünya edebiyatında değerli bir yere sahip İspanyol muharrir Miguel de Cervantes’in Kılıç Ali Paşa Camii’nin inşaatında çalıştığı tezinin gündeme geldiğini, belgesel fikrinin de birinci olarak bu biçimde ortaya çıktığını anlattı.
Cervantes üzerine araştırmalar yapan akademisyen Nesrin Karavar ile projeyi oluşturduklarını aktaran Gün, “Belgesel olarak yola çıktık. Bunu drama ya da uzun metraj sinema yapmaya kalksak çok maliyetli bir iş. Belgesel tahminen bunun ön çalışması olur. Buradan yola çıkarak İspanya’da, Cezayir’de akademisyenlerle görüşeceğiz. Onlardan alacağımız bilgiler de bizi farklı yönlendirebilir. Daha gerçek bilgilere ulaşabilmek ismine bu türlü bir belgesel yapalım dedik” tabirlerini kullandı.
Cervantes’in “Yüce Sultan” isimli yapıtında “Elveda ulu İstanbul, elveda Pera ve Pelmas, elveda Ayasofya, artık büyük bir mescitsin” sözüne yer verdiğini lisana getiren Gün, “Çekimler için Cervantes’in yapıtlarında bahsettiği yerlere gideceğiz. Ayrıyeten İstanbul Cervantes Enstitüsü yetkilileriyle ve akademisyenlerle de röportajlar yapacağız” diye konuştu.
Mehmet Gün, 8 Kasım’da İstanbul’da başlayacakları proje kapsamında İspanya’nın Barselona, Madrid ve Alcala kentleriyle, eski Osmanlı toprağı olan Cezayir’deki Kasbah bölgesinde de akademisyenlerle konuşmayı ve çekimler yapmayı planladıklarını kaydetti.
Belgesel müddetinin 45 dakika olacağını belirten Gün, birinci olarak Cevantes’in doğum günü olan 23 Nisan 2024’te İspanya’da gösterilmesini istediklerini, daha sonra da çeşitli şenliklere katılacaklarını anlattı.
“İSTANBUL DÜNYA EDEBİYATINDA DEĞERLİ BİR ŞEHİR”
Proje danışmanı Dr. Nesrin Karavar ise Barcelona Üniversitesi’nde araştırmacı olarak vazife yaptığını ve 19. ve 20. yüzyıl Osmanlı Türk Bayan Edebiyatı dersleri verdiğini belirterek, “İstanbul dünya edebiyatında çok değerli bir kent. Edebiyat dersleri verirken İstanbul’u da anlatıyorum. İstanbul’un dünya edebiyatındaki yerini vurgulamak ve ortaya çıkarmak için Cervantes de büyük bir fırsat” değerlendirmesinde bulundu.
Bunun, İspanyolca konuşulan bütün ülkelerde gösterilebilecek bir belgesel olacağını lisana getiren Karavar, “Cervantes edebiyatı, İspanyol Krallığıyla Osmanlı İmparatorluğu ortasında diyalog kuruyor. Zira Cervantes periyodu İspanyası engizisyon devriydi. Müslümanlar ve Endülüs kültürü ise yalnızca Sevilla, Kordoba ve Granada’da değil çok daha geniş bir coğrafyada vardı” sözlerini kullandı.
Karavar, çekimler için Cervantes’in doğduğu köye de gideceklerine işaret ederek, “Müslüman kültürüne aslında aşina. İspanya Krallığı’nda kaybettiğini Osmanlı’da buluyor ve bunu yapıtlarında barış ve diyalog yani diplomasi olarak kullanıyor” diye konuştu.
İrisanka Productions tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığının takviyesiyle hayata geçirilen “Esaretten Doğan Şövalye-Don Kişot” belgesel sinema projesinin imaj direktörlüğünü Bökehan Gün, müziklerini ise Edibali Aktar üstleniyor.
Belgeselin çekimleri 8 Kasım‘da başlayacak.
