İran’da genç kızın metroda kötüleşmesi “ahlak polisine” yönelik argümanlara yol açtı.
İran resmi haber ajansı IRNA’ya nazaran, Armita Geravend isimli genç kız, 1 Ekim’de sabah saatlerinde Tahran’daki Şuheda Meydanı durağında metroya bindikten sonra tansiyonunun düşmesi nedeniyle baygınlık geçirdi ve başını vagonun yan tarafına çarptı.
Olayın akabinde Fecr Hastanesine kaldırılan Armita’nın durumunun kritik olduğu belirtildi.
IRNA tarafından yayınlanan olayla ilgili güvenlik kamerası manzaralarında, metro istasyonunda bir genç kızın, bir küme tarafından trenden indirildiği ve şuuru kapalı biçimde hareketsiz durduğu görüldü.
Yayınlanan metrodaki güvenlik kamerası manzaralarında trenin içinden rastgele bir imaj yer almıyor. Genç kızın başörtüsü takıp takmadığı da imgelerin kalitesi nedeniyle aşikâr olmuyor.
Muhalif kaynaklar ise ülke gündemine oturan olayda, genç kızın zarurî başörtüsü kurallarına uymadığı için fizikî atağa uğradığını ve bu sırada şuurunu kaybettiğini öne sürüyor.
AİLE KAZA OLDUĞUNU BELİRTİYOR
Bunun akabinde IRNA olayla ilgili Armita’nın ailesiyle yaptığı röportajı yayınladı. Röportajda aile, kızlarının akına uğradığına dair tezleri reddetti.
Armita’nın annesi Şehin Ahmedi Geravend, “Kızım, Şuheda Metrosu’ndan okula gitmek için arkadaşlarıyla randevu almış, tren istasyonuna girdikten sonra tansiyonu düşmüş ve bu sırada istikrarını kaybederek başını vagonun kenarına çarpmış. Tüm manzaraları inceledik, olay bir kazaydı. İnsanlardan kızımızın sıhhati için dua etmesini istiyoruz.” dedi.
Baba Ahmed Geravend ise “Olayın kaza olduğu bizim için kanıtlandı. Metronun varış anından trene binme anına kadar olan fotoğraf ve görüntüleri gördük.” tabirlerini kullandı.
Öte yandan İran’da yayın yapan Şark gazetesi, 2 Ekim’de Fecr Hastanesini ziyaret eden muhabiri Meryem Lütfi’nin gözaltına alındığını ve birkaç saat sonra hür bırakıldığını duyurmuştu.
Tahran’da 13 Eylül 2022’de “ahlak polisi” olarak bilinen irşat devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ömrünü yitirmesi, ülke genelinde uzun vadeli protesto şovlarına yol açmıştı.
