Yeni bir civara girerken, ilk kez çalışma yaşamına başlarken, imtihanlarla dolu bir hafta geçirirken ya da eşi bir hayli vaziyeti yaşarken çoğumuz zaman zaman kendimizden kuşku dinleriz. ‘Acaba üstesinden gelebilecek miyim, muvaffak olabilecek miyim, ya yapamazsam’ gibi negatif düşüncelerle aklımızı meşgul ederiz. Bu duygu ve düşünceler her ne kadar klasik olarak kabul edilip bir hayli insan tarafından tecrübelenmeye devam etse de pek fayda sağladıkları söylenemez. Emin bir seviyede öz tenkit bir çeşit motivasyon kaynağı olsa da devamlı kendinden kuşku ederek yaşamak, şahsı ‘asıl potansiyeline’ erişmekten alıkoyar ve özgüvenini, kendine olan inancını, bir şeyleri yapma isteğini yaralar. Bu sebeple kendinden kuşku etmek yerine benliği kucaklamak, özsevgiyi, özşefkati kuvvetlendirmek gerekir.
Kendinden kuşku dinlemek, esasında şahsın kendisinin bir veya daha fazla doğrultuyu hakkında bilinmeyenlik duyguları yaşamasıdır. Öbür bir deyişle kendinden kuşku dinlemek, kendiniz ve maharetleriniz hakkındaki güven noksanlığıdır; sizi zaferli olmaktan ve kendinize inanmaktan alıkoyan negatif bir anlayıştır. Shakespeare’in şu sansasyonel sözü öz kuşkuyu çok iyi anlatır: “Kuşkularımız adidir ve girişim etmekten korkarak genellikle kazanabileceğimiz iyi şeyleri kaybetmemize neden olur.” Başka Bir Deyişle, kuşku bizi vazgeçirir, galibiyetlerimizi daha sınamadan yasaklarlar ve daha aşırısına erişebilme ihtimalimiz olsa da onu bizden alır götürür.
Bir şahsın kendinden kuşku etmesine neden olabilecek bir hayli etmen vardır. Ehemmiyetli olan kendinden kuşku dinlemeden yaşamayı bilmek olsa da öz kuşkunun sebeplerini keşfetmek de onu çözmek için kritik bir role sahiptir. Kendinden kuşku dinleyen insanların bu negatif duyguyla baş etmek zorunda kalmalarının sebepleri arasında genellikle şunlar yer alır:
Baskıcı ebeveynler
Öz şefkat yetersizliği
Negatif geçmiş tecrübeler
Fazla öz tenkit
Zafersizlik fobisi
Tüm bunlar şahsın kendinden kuşku dinleme duygusunu besleyebilir ve kendini dövmesine, kendisini sabote ederek mümkün galibiyetlerini yasaklamasına neden olabilir. Öyleyse yapılması gereken bu duyguyu özgür vazgeçmek, başka bir deyişle kuşku yerine güven dolu bir benlik bağlantıyı kurmaktır.