İster kabul edin ister etmeyin, hepimiz palavra söylüyoruz. Palavra söylemek, gerçeğinde insanlar için tuvalete gitmek, yemek yemek kadar sıradan bir şey. Ancak bu kadar sıradan olmasına karşın hepimizin sakındığı, gizlediği, ortaya çıkmasını istemediği acayip bir mevzu. Bunun nedeni ise palavramız ortaya çıktığı zaman, bizi pek de pozitif olmayan neticelerin bekliyor olması. En iyi olasılıkla utançtan suratımız kızarır, en makûs olasılıkla yaşamdaki her şeyimiz mahvolur. İşte bu surattan kimilerimiz için palavra söylemek son derece natürel bir şeyken, kimilerimiz için son derman. Peki, palavra söylediğimizde beynimizde neler oluyor?
İnsanların palavra söylemeye olan bu meyline karşın, palavra söylendiğinde beyinde neler olup bittiğini, başkalarının ne sıklıkta palavra söylediğini, karşısındakinin palavra söyleyip söylemediğini anlama tekniklerini bilen çok az şahıs var. Misalin, palavra söylediğimizde neden gözlerimiz hareket eder, neden daha süratli soluk alıp veririz, palavra söylemekte uzmanlaşan bireyler meblağlılığı nasıl sağlıyor, birinin suratımıza karşı palavra söylediğini nasıl kavrayabiliriz?
Palavra söylediğimizde beyinde neler oluyor?
Palavra söylediğimizde ilk olarak beynin ön lobu faal hale geliyor. Bu, reelin bastırılması veya saklanmasıyla oluşuyor. İkinci olarak da limbik sistem faal hale geliyor. Bunun da nedeni, anksiyetenin ve hayal kırıklığı seviyesinin yükselmesi. Üçüncü olarak temporal lob faal hale geliyor. Bu kısım, belleğe kaydolma ve bellekten geri çağırma operasyonlarını yürütüyor. Beyin, bu safhada zekâsal hayal gücünün doğru işleyip işlemediğini hakimiyet ediyor.
Ancak doğruyu söylediğimizde, daha değişik bir öğrenişsel süreç yaşanıyor. Beynin ön bölgesinde ve limbik sistemde daha az bölge faal hale geliyor.
Araştırmalar, güdüsel olarak palavra söyleyen bireylerin beyinlerinin prefrontal korteks denilen bölgesinde yüzde 26 oranında daha fazla beyaz madde olduğunu gösteriyor. Bu sayede hakikatlikle iletişimi olmayan düşünceler arasında daha iyi iletişim kurabiliyorlar.
Palavra cihazları ise beynin limbik sistemdeki etkinliğini ölçüyor. Başka Bir Deyişle bu makine bir bakıma, aygıta bağlanan bireyin sezdiği anksiyeteyi ölçerek palavra söyleyip söylemediğini kavramaya çalışıyor. Bu surattan palavra aygıtına bağlanan şahıs, test müddetinde devamlı sakin veya gerginse, cihazda büyük başkalaşımlar gözlemlenmeyeceği için palavra aygıtını aldatmak muhtemel olabiliyor.
Palavra söylerken bakışlarımızda neler değişiyor?
Karşınızdakinin göz hareketleri, beyninin hangi bölgesini çalıştırdığını basitçe söyleyebilir. Karşınızdakinin gözlerine bakarak, bir şeyi kafasında kurguluyor mu, yoksa yalnızca daha evvel belleğine kaydolduğu bir şeyi andırmaya mı çalışıyor, bunu kavrayabilirsiniz. Bu da karşınızdakinin palavra söyleyip söylemediğini kavramanın bir başka yolu. Misalin karşınızdaki şahıs yukarıya ve sola bakıyorsa, bir görseli kafasında kurguluyor demektir. Yalnızca sola bakıyorsa, işitsel bir öğeyi kafasında kurguluyor demektir. Alta ve sola bakıyorsa bir duyguyu, kokuyu veya tadı kurguluyor demektir. Şayet karşınızdaki şahıs yukarıya ve sağa bakıyorsa, görsel şeyleri andırmaya çalışıyor demektir. Yalnızca sağa bakıyorsa işitsel şeyleri andırmaya çalışıyor demektir. Alta ve sağa bakıyorsa, kendi içinde konuşmalar yapıyor demektir.
Karşınızdaki bireyin bakışları, bir şeyi kurguladığını gösteriyorsa büyük olasılıkla palavra söylüyor demektir. Ancak bu genellemenin, her zaman herkes için geçerli olmadığını usta yakalamakta fayda var.