Son dakika haberi!
Kurucusu olduğu kripto para borsası Thodex üzerinden dolandırıcılık ile suçlanan Faruk Fatih Özer’in yargılanmasına başlandı.
Kırmızı bültenle aranırken 30 Ağustos’ta Arnavutluk’ta yakalanan kripto para borsası THODEX’in kurucusu Faruk Fatih Özer 20 Nisan’da Türkiye’ye getirildi.
Hakkında 40 bin 564 yıla kadar mahpus cezası istenen Faruk Fatih Özer emniyetteki süreçlerinin akabinde Anadolu Adalet Sarayına sevk edildi.
Faruk Fatih Özer, Terör ve Örgütlü Hatalar ofisinde yaklaşık 2 saat süren savcılık tabirinin akabinde çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.
Özer savcılık sözünde kendisine yöneltilen suçlamalara ait savunmasını bugünkü duruşmayı işaret ederek mahkemede yapacağını söz etmişti.
AYLIK GELİRİNİ HATIRLAMADIĞINI SÖYLEDİ
Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Faruk Fatih Özer’in de ortalarında bulunduğu 7’si tutuklu 21 sanığın yargılandığı davanın bugünkü duruşmasına Özer ve 5 sanık tutuklu bulundukları cezaevinden getirildi.
Bazı müştekiler avukatlarıyla salonda hazır bulundu. Özer kimlik tespitinde bekar olduğunu, lise mezunu ve şu an işsiz olduğunu tabir etti. Daha evvelki işinin sorulması üzerine Özer, şirket yönettiğini ve aylık gelirini hatırlamadığını söyledi.
Özer savunmasını daha evvel hazırladığı metini okuyarak yapacağını belirtti.
“BEN KİMSEYİ DOLANDIRMADIM BANA KUMPAS YAPILDI”
Faruk Fatih Özer savunmasına Thodex sitesinin nasıl kurulduğundan bahsederek başladı.
Özer, “Medyada ve iddianamede yer alan tezler asılsızdır. Ben kimseyi dolandırmadım. Bana kumpas yapıldı. Ben bir şirket kurmuştum ve şirketim hacklendi. E-ticaret yaparak ticaret hayatıma bu biçimde başladım. Birinci kuruluş maksadımız e-ticaret yapmaktı. E-ticaretle uğraştığım için kripto para dikkatimi çekti. Sonrasında toplumsal etrafım sayesinde çıkar elde edeceğimi gördüm ve şirketi bu tarafa çevirdim.
Bünyeme kattığım yazılımcılarla taşınabilir süreçlere başladım. Kripto para borsası kurmak için tüm hayatım dijital dünyayla iç içe girdi. Rakip şirketlere de baktığımda eksik olduklarını fark ettim ve bu alanda büyümeye karar verdim. Şirketimdeki yazılımcılarla birlikte yazılımcı şirkette yaptığım satın alma kontratını sunuyorum.
“100 BİN LİRA SERMAYE İLE KURDUM”
14.09.2017’de Şişli’de bir coin şirketi 100 bin lira ödenmiş sermaye ile kurdum. İstanbul Ticaret Odası’ndan aldığım evrakımı de sunuyorum. Thodex sitesine giren kullanıcılara aydınlatma metni sunuluyordu. Siteye üye olan şahısların kimlik bilgileri ve istenilen görselle birlikte kişinin hakikat kişi mi olduğu belirleniyordu. Sitenin alım satımı sitenin art planındaki sistemden yapılıyordu. Kullanıcılar satın alma ve satma süreç komutu verdiğinde sistem liste sırasına alır, akabinde her süreçte kurul parası alırdı” dedi.
Özer savunmasının devamında sitenin art plandaki departmanların nasıl çalıştığını da anlattı.
Faruk Fatih Özer sanıklardan Cem, Ergün ve Can’ın şirket üzerinde karar alma yetkilerinin olmadığını vurguladı.
“ŞİRKETİN BENDEN ÖBÜR YETKİLİSİ YOKTUR”
Özer, “Şirket üzerinde alınan tüm kararlar bana aittir. Ablam Serap Özer’in şirkette rastgele bir yetkisi yoktu. Şirketin benden öbür yetkilisi yoktur. Thodex’in bankayla olan süreçleri otomatik olarak yapılıyordu. Şirket üzerinde yapılan süreçleri bankalara excel tablosu formunda her hafta kendim denetim ederek gönderiyordum. Güvenlik açığı olmaması için bunu yalnızca ben yapıyordum. Çalışanlarımın 2 yıldır tutuklu olmasının hukuk sistemimizde kara bir leke olarak hatırlanmasını istiyorum” diye konuştu.
Özer’in savunması sırasında mahkemeye çizgi sinema karakterlerinden oluşan görsel tablo sunması üzerine mahkeme lideri bu görsellerin savunmaya katkısının olmayacağını söyleyerek bir daha bu biçimde görsel gösterememesini tavsiye etti. Özer tavsiyesi için mahkeme liderine teşekkür ederek savunmasını okumaya kaldığı yerden devam etti.
İDDİANAMEDEN
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede 21 sanığın ‘Suç işlemek emeliyle örgüt kurma ve yönetme’, ‘Bilişim sistemleri banka yahut kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık’ ve ‘Tacir yahut şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı ve cürümden kaynaklanan malvarlığı bedellerini aklama’ cürümlerinden toplamda 12 bin 164 yıldan 40 bin 564’er yıla kadar mahpus cezasıyla cezalandırılması isteniyor.
