İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Yıldız’ın ailesi, tutuklu sanık A.D. ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, olay yerine ilişkin manzara kaydına ait rapor ile olay yeri keşfi sonrası düzenlenen eksper raporlarının evraka geldiği belirtildi.
Yıldız’ın vurulduğu olayda polisin yakalamaya çalıştığı Hüseyin Ehil ile Selçuk Çubuker duruşmada şahit olarak dinlendi.
Hakkındaki soruşturma kapsamında cezaevinde tutuklu bulunan Uzman, sözünde, Çubuker ile olayın yaşandığı gün para sorunundan ötürü buluştuklarını kaydetti.
Gasp kabahatinden arandıklarını ve çok sayıda hasımları olduğunu söz eden Ehil, olay anında yanlarına gelen sanık polis memurunu hasımlarından biri sandıklarını, bu nedenle kaçmaya başladıklarını söyledi.
Olay gecesi Haliç Polis Merkezi’nde vazife yapan şahit polis memuru Münir Bubekoğlu ise Selçuk Çubuker ve Hüseyin Yetkin’in 10 gün içinde 7-8 silahla yağma olayına karıştığını belirtti.
Ölen Zuhal Ebrar Yıldız’ın annesi müdahil Dilek Yıldız, sanığın ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğini söz etti.
Sanığın olaydan ötürü pişman olmadığını savunan Dilek Yıldız, kızının taammüden ve bilerek vurulduğunu düşündüğünü kaydetti.
Zuhal Ebrar Yıldız, gasp şüphelilerini kovalayan polisin silahından çıkan kurşunların maksadı olmuştu. Yıldız ailesinin avukatı Adnan Harman da sanık polis memurunun kıdemli ve tecrübeli olduğunu vurgulayarak, “Sanığın müteveffayı gördüğü açıktır. Buna karşın ateş ediyor. Ateş etmesi durumunda yaralama, mevt olabileceğini görmüştür, atış sonucunda vefat olmuştur. Muhtemel kast vardır. Polis memurları, kimi kabahatlerden aranan şahıslara gerekli önlemi aldıktan sonra müdahale edebilirlerdi.” diye konuştu.
Sanık avukatı ise müvekkilinin, hakkında yakalama kararı bulunan Selçuk Çubuker’i takipte olduğu için silah kullanma yetkisi bulunduğunu söyledi.
Raporlarda, merminin yerden sekerek Yıldız’a isabet ettiğinin belirlendiğine vurgu yapan sanık avukatı, cürüm vasfının müvekkili lehine değiştiğini söz ederek, tahliye talebinde bulundu.
Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık polis memurunun sabit ikametgah sahibi olmasını ve tutuklulukta geçirdiği süreyi göz önüne alarak tahliyesini kararlaştırdı.
Mahkeme, dinlenen şahitler hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasına hükmederek, duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, “yağma” hatasından haklarında arama kararı bulunan iki firari şüphelinin bulundukları adrese ait emniyete gelen ihbar üzerine 11 Aralık 2022’de Beyoğlu’nda sanık polis memuru A.D. ile 4 polisin harekete geçtiği belirtildi.
Olay yerine ulaşan polislerin kaçan şüphelilere ateş açtığı sırada Yıldız’ın da tıpkı yerden yaya olarak geçtiği kaydedilen iddianamede, sanık A.D’nin şüphelilerin gerisinden yere gerçek 3 el ateş ettiği, bu mermilerden birinin yerden sekip Yıldız’ın sırtına isabet ederek vefatına sebep olduğu aktarıldı.
İddianamede, sanık polis memuru A.D’nin “bilinçli taksirle vefata neden olmak” kabahatinden 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar mahpusla cezalandırılması istendi.
