Tıpkı dalgalanan ruh halimiz gibi, saçlarımızın da iyi ve kötü göründüğü günler olabiliyor. Yoksa neden şapkalara ihtiyacımız olsun ki? Birçok insan saçlarını güzel bulmadığı günlerde şapkaların ardına saklanabiliyor. Zaman zaman sadece istediğimiz gibi biçim almadığı için yakındığımız saçlarımız, bazen vücudumuzla alakalı ipuçlarını da taşıyabiliyor. Canlı, parlak, güçlü ve yumuşak saçlar, sağlıklı saç teninin ve saç tellerinin habercisiyken kurumuş, kırılmış ya da beyazlamış saç telleri bazı hastalıkların sinyalini verebiliyor. Beslenmemizle yakından alakalı olmasının yanında özellikle yüksek sıcaklıkla alakalı etkenlerden de etkilenen saçlarımızın sağlığımızla yakından ilgisi var.
Zamansız beyazlar: Stres
“Daha yaşım kaç başım kaç, nereden çıktı bu beyazlar?” diyorsanız bunun iki temel nedeni var: Genetiğiniz ve stres. Beyaz saçlar genellikle saç köklerinin daha az pigment üretmesine bağlı olarak ihtiyarlama sürecinin doğal bir parçası olsa da erken yaşlarda da ortaya çıkabilir. Şayet anne, babanızın, hatta büyükanne ve dedenizin saçları erken beyazlamaya başladıysa beyaz saçlar sizin için de kaçınılmaz olabilir.
Ancak, böyle bir durum yoksa ve buna rağmen saçlarınız süratle beyazlamaya devam ediyorsa o zaman mesele maruz kaldığınız yoğun strestir. Genetik için yapabileceğiniz bir şey olmasa da stresinizi dengelemeyi deneyerek saçlarınızın beyazlamasını geciktirebilirsiniz.
Kuruluk: Yağ dengesizlikleri
Saçlarınızın kuruluğundan yakınıyorsanız ve elleriniz saçlarınıza dokunduğunda beklediğiniz yumuşaklık ve canlılık yoksa bunun birkaç nedeni olabilir. Tıpkı cildimiz gibi saçlarımız da etraftan beslenir. Bu sebeple saç telleri artan sıcaklıktan etkilenir. Sıcak yaz günlerinin yanında, maşa, düzleştirici, yüksek ısılı fön gibi fazla sıcağa maruz kalması da saçların kurumasına neden olabilir. Bu sebeple saçınızı yüksek ısıdan uzak tutmanız faydalıdır.
Bununla beraber, kuru saçlar içten gelen bir sağlık meselesine de işaret edebilir. Beslenmenizdeki sağlıklı yağ yetersizlikleri de saçlarınızın kurumasına neden olabilir. Avokado, zeytinyağı ve somon gibi bol ölçüde sağlıklı yağları beslenmenize ekleyerek cildinizi ve saç tellerinizi destekleyebilirsiniz.
Kırılgan uçlar: Vitaminsizlik
Saçlarınıza iyi bakmanıza rağmen saç uçlarınız kırılıyorsa beslenmenizde farklılıklar yapmanız gerekmektedir. E vitamini, demir ve C vitamini yoksunluğu da sağlıksız saçlara neden olabilir. E vitamini, yağ desteği sağladığı için sağlıklı bir saç teni için şarttır. Demir olmadan saç kökleri bütün olarak çalışamaz ve C vitamini bedenin sağlıklı saç gelişmesi için zorunlu olan kolajen üretimini sağlar. Bu sebeple beslenmenizin bedeninizin ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri içerdiğinden emin olmalısınız.
Kuru ve kırılgan saçlar: Susuzluk
Yeterli su tüketmemek saç tellerinin hem kurumasına hem de kırılmasına zemin hazırlıyor. Bir saç telinin %25’inin sudan oluşur. Beden susuz kaldığında saçlar da etkilenir; zira beden, sahip olduğu az suyu kritik uzuvların çalışması için kullanır ve saça suyu yollamaz. Bu sebeple saç telleri susuz kalır. Nemsizlik de saçın hem kurumasına hem de kırılmasına neden olur. Hem bütüncül sıhhatinizi gözeterek bedeninizdeki tüm sistemlerin yararlı bir biçimde işlemesini sağlamak hem de saçlarınızın nemini karşılamak için her gün yeterli ölçüde su içmenizde fayda var.
Pul pul dökülme: Yağ asitleri yokluğu
Olur olmadık anlarda kafanızı kaşımak istiyorsanız nedeni kurumuş saç deriniz olabilir. Pul pul dökülen deri parçalarıyla kendini gösteren kuru saç dipleri, omega-3 ve omega-6’lara ihtiyacınız olduğunu gösterir. Saç diplerinin sağlıklı olması için yağ asitleri önemlidir. Bu sebeple, ayçiçeği, keten tohumu, balık ya da balık yağını diyetinize ekleyerek saç teninizi canlandırabilir, dökülmeleri önleyebilirsiniz.